-
1 eşi benzeri olmayan
matchless -
2 biricik
1. أحد [أَحَد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan2. أوحد [أَوْحَد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan3. فذ [فَذّ]Anlamı: eşi, benzeri olmayan4. فرد [فَرْد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan5. فريد [فَرِيد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan6. متفرد [مُتَفَرِّد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan7. منفرد [مُنْفَرِد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan8. واحد [واحِد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan9. وحداني [وَحْدانِيّ]Anlamı: eşi, benzeri olmayan10. وحيد [وَحِيد]Anlamı: eşi, benzeri olmayan -
3 emsalsiz
1. أحد [أَحَد]Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz2. أوحد [أَوْحَد]Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz3. فذ [فَذّ]Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz4. فرد [فَرْد]Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz5. واحد [واحِد]Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz -
4 فذ
فَذّ1. benzersizAnlamı: benzeri olmayan, eşsiz2. emsalsizAnlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz3. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
5 فرد
فَرْد1. neferAnlamı: kimse2. fertAnlamı: birey3. biriAnlamı: bir tanesi, bir teki4. emsalsizAnlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz5. zatAnlamı: kimse, kişi6. ferdîAnlamı: kişisel, fertle ilgili7. tenhaAnlamı: yalnız, tek8. tekAnlamı: eşi olmayan9. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
6 einmalig
2) ( einzigartig) tek, ünik, eşi benzeri olmayan, emsalsiz -
7 متفرد
مُتَفَرِّد1. benzersizAnlamı: benzeri olmayan, eşsiz2. tekAnlamı: eşi olmayan3. tenhaAnlamı: yalnız, tek4. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
8 أحد
أَحَد1. yekAnlamı: bir, tek2. emsalsizAnlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz3. yegâneAnlamı: biricik, tek4. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
9 أوحد
أَوْحَد1. emsalsizAnlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz2. tenhaAnlamı: yalnız, tek3. tekilAnlamı: bir kişiyi bildiren4. yegâneAnlamı: biricik, tek5. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
10 واحد
واحِد1. neferAnlamı: kimse2. kimseAnlamı: herhangi bir kişi, şahıs, nefer3. kişiAnlamı: insan, kimse, şahıs4. zatAnlamı: kimse, kişi5. biriAnlamı: bir tanesi, bir teki6. emsalsizAnlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz7. yegâneAnlamı: biricik, tek8. bireyAnlamı: kendine özgü nitelikleri olan tek varlık, fert9. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
11 eşsiz
-
12 وحيد
وَحِيد1. yalnızAnlamı: yanında başkaları bulunmayan2. kimsesizAnlamı: anası, babası, yakını olmayan3. biriAnlamı: bir tanesi, bir teki4. birli5. tenhaAnlamı: yalnız, tek6. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
13 einzigartig
eşsiz, emsalsiz, eşi benzeri olmayan, ünik, tek -
14 unnachahmlich
unnachahmlich ['--'--] adjtaklit edilemez; ( einzigartig) eşsiz, emsalsiz, eşi benzeri olmayan, ünik, tek -
15 unvergleichlich
unvergleichlich ['--'--] adjkıyas edilemez, kıyas kabul etmez, karşılaştırılamaz; ( einzigartig) eşi benzeri olmayan, misli görülmemiş -
16 فريد
فَرِيد1. yegâneAnlamı: biricik, tek2. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
17 منفرد
مُنْفَرِد1. münferitAnlamı: tek, yalnız başına olan2. yegâneAnlamı: biricik, tek3. toplum dışıAnlamı: toplumun dışında kalan4. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
18 وحداني
وَحْدانِيّ1. tenhaAnlamı: yalnız, tek2. biricikAnlamı: eşi, benzeri olmayan -
19 matchless
essiz, benzersiz, esi benzeri olmayan
См. также в других словарях:
ADÎM-ÜN NAZÎR — Eşi, benzeri olmayan. Eşsiz. Benzersiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eşsiz — sf. 1) Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan Güzelliğine hayran olduğum bu eşsiz şehre karşı, onun bir insanı olmak borcumu bir derece yerine getirip sevinmiştim. H. Taner 2) Eş bulamamış, eşinden ayrılmış veya yanında eşi olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEDİ' — (Bedia) Eşi, benzeri olmayan. Hayret verici güzellikte olan. * Garib. Acib. * Benzeri olmayan şeyleri vücuda getiren. Kimseye benzemeyen. İcad edici olan. * Hâlık ve Hallak ı Cihan olan. * Beğenilen. * Yeni bulunmuş ve görülmedik tarzda olan. *… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
emsalsiz — sf. Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
FERD — Tek, bir, yekta. Eşi, benzeri olmayan. Bîhemta olan.(Kâinatın âlemleri, envâları ve unsurları öyle birbiri içine girift olarak girmiştir ki, kâinatın hey et i mecmuasına mâlik olmayan bir sebeb hiçbir nev ine, hiçbir unsuruna hakiki tasarruf… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nazar boncuğu — is. 1) Nazar değmesin diye takılan mavi boncuk veya bunun yerini tutan başka şey, göz boncuğu 2) sf., mec. Eşi benzeri olmayan, tek … Çağatay Osmanlı Sözlük
YEKDANE — f. Eşi, benzeri olmayan. Tek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
biricik — sf., ği Eşi, benzeri, ikincisi olmayan ve çok sevilen, tek, yegâne Biricik sevdiğim şey musiki. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEV'İ ŞAHSINA MÜNHASIR — Sadece şahsına benzer çeşit, başka benzeri olmayan. Eşi bulunmaz olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VÂHİD — Bir, tek, biricik. Eşi, benzeri, cüz ü, parçası olmayan Allah (C.C.) Ferid … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÎ-ENBAZ — şeriki ve benzeri ve eşi olmayan, eşsiz. Allah (C.C … Yeni Lügat Türkçe Sözlük